Biji-Demokrasi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Umudumuz Demokrasi
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kürt Halkının Özgürlük Mücadelesi Devam Ediyor

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
biji_nuri

biji_nuri


Erkek
Mesaj Sayısı : 106
Yaş : 37
Kayıt tarihi : 02/03/09

Kürt Halkının Özgürlük Mücadelesi Devam Ediyor Empty
MesajKonu: Kürt Halkının Özgürlük Mücadelesi Devam Ediyor   Kürt Halkının Özgürlük Mücadelesi Devam Ediyor EmptySalı Mart 10, 2009 9:48 am

Ezen devletler Kürtlere karşı aynı cephede
12 Mart 2004 günü Suriye sınırlarında kalan Güneybatı Kürdistan’da yoksul Kürt yığınları on yılların baskı ve zulmüne karşı ayaklandılar. Haseki iline bağlı Qamışlo’da başlayan ayaklanma tüm Suriye Kürdistan’ına yayıldı. Bütün Kürt kentlerine ve köylerine yayılan ayaklanmaya yüz binlerce insan katıldı. 150 kişi yaşamını yitirirken, yüzlerce insan yaralandı. 12 Martta bir futbol maçında çıkan kavganın tetiklediği olaylar, Kürt halkının özgürlük mücadelesinde önemli bir gelişmeyi ifade ediyor. Suriye’nin eli silahlı paralı milisleri ve ordu birlikleri Kürt halkının üzerine kurşun yağdırarak baskı ve zulüm düzeninin bekasına çalıştılar. Ama ayaklanma durdurulamadı ve dört ezen devletin (Türkiye, Irak, İran ve Suriye) topraklarındaki Kürt halk kitlelerinin duyarlılığını arttırdı ve harekete geçmesini sağladı. İran’da, Mahabat’ta çatışmalar baş gösterdi ve İran egemen sınıfının silahlı gücü olan ordu ayağa kalkan kitlelere müdahale etti. Güney Kürdistan’da Kürt kitleleri sokaklara dökülerek kardeşlerine sahip çıkarken, KDP sınır kapılarını Kürtlere açtığını duyurdu. Kuzey Kürdistan’da da yaygın olmamakla birlikte çeşitli protestolar gerçekleştirildi.

Ayaklanmanın tüm Kürdistan’a yayılmaması için, dört ezen egemen devlet, Kürt halkı karşısında adeta birleşti. Çatışmalar Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinden rahatlıkla izlenebilirken, Türkiye’deki Kürt kitlelerinden gelebilecek olası bir desteği engellemek için Suriye devleti Nusaybin sınır kapısını kapattı. Güney Kürdistan ile ilişkiler kesildi ve sınırlar kapatıldı. Suriye devleti ayaklanan Kürt yoksul kitleleri diğer ülkelerdeki kardeşlerinden yalıtarak hareketi bastırmaya girişti.

Tüm bu çabalara rağmen çatışmalar durulmadı ve tedrici bir gelişme göstererek Newroz’da en üst sınırına ulaştı. Ezen egemen devletlerin sınıf sözcüleri Kürt halkına karşı bir kez daha şovenizm dalgasını yükseltmek isteyip, kinlerini kustular. Suriye’nin Arap egemen sınıfı yıllarca süren esarete karşı ayağa dikilen Kürt halkının özgürlük mücadelesini karalamaya başladı. Suriye İçişleri Bakanı bir taraftan Kürt partilerine tehditler savururken, öte taraftan da olayların dış güçlerce kışkırtıldığını ileri sürdü.

Ne zaman ezilen kitleler kendi haklarını elde etmek amacıyla kararlı bir mücadeleye atılsa, kapitalist para babalarının sözcüleri, yığınların gelişen hareketini karalamaya çalışır, dış güçler tarafından kışkırtıldığını ileri sürerler. El Kudus Arabi gibi gazeteler Arap egemen sınıflarının ortak fikirlerini dile getirerek, Kürt halkının haklı mücadelesini görmezden gelip “Kürtler oyuna geldi” diyor. Burjuvazinin bu liberal sözcüsüne göre Kürt halkının özgürlüğünü istemesi ABD’nin planlarına hizmet ediyormuş!

Türk egemen sınıfı gelişen olaylar karşısında karmaşık duygular yaşadı. İkili bir duygu yaşayan Türk egemen sınıfı, sevinç ve dehşetin baskısı altında renkten renge girdi. Onlara göre, yıllardır Türkiye’deki Kürtleri destekleyen ve istikrarsızlığı beslemiş olan Suriye, “oh olsun, nihayetinde ektiğini biçmişti!” Fakat TC sözcüleri sevinçlerini doyasıya yaşayamadılar. Çünkü başlayan ayaklanma kısa zamanda İran’a sıçradı, Mahabat’ta çatışmalar baş gösterdi ve Irak’ta Kürt kitleler ayağa kalktı. Newroz’u önceleyen ve tüm Kürdistan’ı sarabilecek böylesine bir ayaklanmanın Türkiye’ye sıçraması ve mücadelenin genel bir hal alması korkusu TC egemen sınıflarını dehşete düşürmüştür. Tez zamanda şoven açıklamalar yapan TC sözcüleri, dünkü “düşmanları” Suriye devletine akıl verip itidal öğütlemekten geri durmamışlardır. TC sözcülerine göre de Kürtleri dış güçler kışkırtmaktaydı! Dışişleri Bakanı Gül’e göre, “Kuzey Irak’ta” elde ettikleri özerklik Kürtleri cesaretlendirmişti. Ve aynı açıklamayı cümlesi cümlesine Suriye Devlet Başkan Yardımcısı Abdülhalim Haddam da tekrarladı. Kürtlerin cesaretlenip ileri gitmemeleri yönünde üstü kapalı tehditler savuran Gül’e göre “bölgede yaşayanlar, geleceklerini düşünerek beraber yaşama iradelerini bozmamalıdırlar.” Yani Kürtler esaret koşullarını bozmak için bir şey yapmamalılar, harekete geçmemeliler ve köleliği kabul etmeliler!

Güneybatı Kürdistan
Birinci Paylaşım Savaşında dört parçaya bölünen Kürdistan’ın güneybatı kesimi 1936’da kurulan Suriye sınırlarına dahil edildi. Kürdistan’ın isyanlarla dolu tarihinde, mücadelenin en az geliştiği kesim Suriye Kürdistanı’dır. Kapitalizmin görece daha fazla geliştiği diğer üç parça–Türkiye, İran, Irak– Kürt ulusal hareketinin daha örgütlü ve daha mücadeleci gelişimine sahne olurken, Suriye sınırlarında kalan Kürt kitleler örgütlü bir varlık gösterememişlerdir. Bunda belki de en önemli etmen, Suriye’nin Fransa’nın mandası altında yaşadığı dönemde Kürtlere verilmiş olan kısmi haklardır. Bir başka faktör de, Suriye yönetiminin azınlık olan Arap Alevilerinin elinde bulunmasıdır. Sünni Arapları dengelemek maksadıyla dayanabileceği bir toplumsal kesim arayışı içerisindeki Arap-Alevi yönetimi, Kürt aşiretleriyle iyi geçinmiş, bu aşiretler aracılığıyla Kürt yoksul yığınlarını dizginlemiştir.

Ancak tüm bunlara karşın Kürt halkı, Arap şovenizmi tarafından ezilen, horlanan ve dışlanan bir ezilen ulus olarak kalmaya devam etmiştir. Güneybatı Kürdistan’a Suriye devleti yatırımlar yapmadığı gibi, adeta bu bölgeyi unutmuştur. Beşar Esat yönetimi devraldıktan sonra Kürt illerini ziyaret eden ilk Devlet Başkanı olmuştu ve böylesi basit bir ziyaret bile stratejistler tarafından “Suriye Kürtlere karşı politika mı değiştiriyor” şeklinde yorumlanmıştı. Sanayinin gelişmediği, altyapı yatırımlarının yapılmadığı, işsiz kitlelerin kol gezdiği Suriye Kürdistan’ındaki Kürtler, Suriye devletinin despotik yönetimi altında ancak askeri bir güçle dizginlenebilmiştir. Toplumsal hayatın her alanına müdahale eden despotik devlet aygıtı, Kürtler kadar emekçi Arap yığınlarını da süreklileşen askeri-bürokratik rejimin mengenesinde sıkmıştır. Yıllardır Suriye halkı baskı ve zorbalık altında yaşıyor ve topluma nefes dahi aldırılmıyor. İşçi sınıfının örgütlülüğünün neredeyse hiç olmadığı, siyasal mücadelenin yasaklandığı, toplumsal mücadelelerin gelişmediği, muhaliflerin zindanlara tıkıldığı Suriye’de toplumsal çelişkiler keskinleşmekle kalmamış ve emekçilerin bağrında önemli bir patlayıcı birikime yol açmıştır.







BİJİ_NURİ Adlı Kişinin İmzası
Ama hep eksikliğini duyduğumuz birşey vardı yüreğimizi burkan birşey birgün oturup düşündük nedir bu diye nedir bu acı sonra anladık ki sevdiklerimizi kaybetmeyi bile göze alabildiğimiz
KÜRTLÜK SEVDASIYMIŞ
ama ne olursa olsun hayattaki en güzel şey
BEN KÜRDÜM DİYE BİLMEK!

Asice...
BiJi_NuRi
SAYGILARIMLA...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kürt Halkının Özgürlük Mücadelesi Devam Ediyor
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ÖZGÜRLÜK
» Anne, Ben Kürt müyüm!....
» bazı kaynaklara ğöre kürt tarihi..
» Kürt Kültürü Soruları(Önemli)
» Filolojide Kürt Dili ve Edebiyatı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Biji-Demokrasi :: (¯`•.(¯`•. KÜRT DİLİ VE TARİHİ .•´¯).•´¯) :: Kürt Tarihi(Diroka Kurda)-
Buraya geçin: